7 Nisan 2012 Cumartesi

12.Bölüm:''Tesadüf(!)''

Beklediğim gün sonunda gelmişti fakat ayağımın dinmeyen ağrısıyla evden çıkmamın imkanı yoktu.Öyle kötü bir ağrıydı ki bu kalkıp bir bardak su almaya bile gücüm yoktu.Tek çare reklam ajansını arayıp başıma gelenleri anlatıp iş görüşmesini bir hafta sonraya ertelemekti.Reklam ajansını aradım, başıma gelen talihsizlikleri anlattım, bir yandan dua etmeye başladım inşallah ertelemeyi kabul ederler diye...Yaşasın dualarım kabul oldu ve neyseki hattın diğer ucundaki kadın görüşmeyi bir hafta sonraya erteledi.Ben de fırsattan istifade bir güzel koltuğa kıvrıldım ve uyudum.Akşam üzeri kapının çalmasıyla da uyanıverdim.Karşımda Cenk'i görünce şaşırmadım desem yalan olur.Ne işi vardı ki bunun burada?Ben Cenk'in yüzüne bön bön bakarken çocukcağız da ilkokulda öğretmeninden azar yemiş çocuk havasıyla konuşmaya başladı(artık nasıl baktıysam).Dün,yani şey,sana çarptığım gün... Evet Cenk dinliyorum.Şey,bunu düşürmüşsün de meraklanma diye getirdim bulur bulmaz.Ah nasıl olur?Ben o koca takoz telefonumu çocuğun arabasında nasıl düşürdüm e hadi düşürdüm de nasıl farkına varamadım hayret doğrusu.21. yüzyıldayız fakat ben hala eski çağlarda dolanıyorum.Çocuğa da çok ayıp oldu,buraya kadar gelmiş içeri davet etmesem ayıp olurdu.Yok canım daha dün tanıştığım adamı da evime sokmam ben.Ayıp olursa olsun ya içeri girip bana birşeyler yapmayacağı ne malum?Yok,ben bu riske giremem.Cenk'e teşekkür edip kapıyı kapadım.Gardırobumun karşısına geçip cumartesi gecesi ne giyeceğime karar vermeye başladım bile.Çeşit çeşit kıyafetimin arasından tek bir mantıklı seçeneğe bile rastlayamadım.Tek çare internetten sipariş olacaktı bu durumda.Aradım taradım ve hoşuma giden ilk elbiseyi satın aldım.Hadi almışken çanta ve ayakkabı siparişi de verdim.Bütün işleri hallettikten sonra televizyon izlemeye kuruldum.Kadınları 3-4 günde angeline jolie kıvamına getiren ''Bu ben miyim?''programını seyretmeye başladım.Kadınlar bedavadan güzelleşip artık o eski hallerine dönmeyeceklerine söz veriyorlar.Kanalı değiştirmeme yakın telefonum çalmaya başladı.Ekranda Cenk yazıyordu.Fakat benim Cenk adında arkadaşım var mı diye düşünmeye başladım.Hiii tabii ya...Bu şey Cenk,bana çarpan Cenk fırsattan istifade numarasını kaydetmiş.Vay uyanık.Bakalım ne geveleyecek yine?Alo Merhaba İpek.Saat geç oldu biliyorum ama çok düşündüm....İşte hayatım boyunca böyle başlayan cümleler beni korkutmuştur.Biliyorum ama çok düşündüm.Adam durumun farkında fakat yine de ne olursa olsun kafasına koyduğunu yapacak.Evet dinliyorum Cenk,hiç önemli değil(kendi söylediğime kendim bile inanmıyorum)daha oturuyordum dedim.Cumartesi günü bir parti düzenliyorum da seni de davet etmek istedim.Bugün sana geldiğimde söyleyemedim yanlış anlarsın diye dedi.Cumartesi mi?Cumartesi Ece'yle gideceğim partiye ama...İlk ona söz verdim.Bu sefer gerçekten üzüldüm Cenk beni partiye davet ediyor fakat ben gidemiyorum.Cenk bunu söylemek istemezdim ama ben cumartesi gecesi başka bir yere davetliyim.Çok gelmek isterdim kaçıracağım şeyler için çok üzgünüm dedim.Cenk beklediği cevabı duyamamış olacak ki üzgün bir ses tonuyla ''Peki''demekle yetindi.İyi geceler Cenk tekrardan kusura bakma gerçekten çok gelmek isterdim emin ol dedim ve Cenk'in o üzgün sesine daha fazla dayanamayacağımdan telefonu hemen kapayıverdim.Bu sefer gerçekten üzülmüştüm.O üzüntüyle de kanepede uyuya kalmışım zaten...
6 Haziran Cumartesi saat 11.30
Bu sabah erken kalkma rekorum sayesinde kendimi dışarıda kahvaltıyla ödüllendiriyorum.Karşımda Ece önümde patatesli omlet sağımda deniz solumda yakışıklı garson içim içime sığmıyor bir mutluluk patlaması seziyorum kendimde hadi hayırlısı.İpek ne giyeceğine karar verdin mi?Tabii ki de hem de günler öncesinden.Bugün muhteşem bir gece olacak İpek bu parti bizim üniversitenin geleneği haline gelen bir şey oldu,herkesin merakla beklediği o muhteşem parti bu gece olacak evet bu gece.Nesi var ki alt tarafı bir parti diye düşünürken Ece'nin o muhteşem anlatışıyla ağzım bir karış açık kaldı.Okulun en popüler çocuğunun düzenlediği bu parti akıllara zaramış.Ece böyle anlattıkça elimden gelse bu satte gidip ışığa,müziğe hatta yemeklere bile yardım edesim geldi.Hadi o zaman Ece elimizi çabuk tutalım,bir an önce hazırlanmaya başlayalım dedim.Apar topar kalktık neymiş efendim partiye hazırlanıyoruz.Eve geldiğimde bir güzel duş alıp koşa koşa kuaföre gittim.Saçımı,tırnaklarımı yaptırıp evde yapabileceğim halde(partiyi o kadar önemsiyorum ki)makyajımı da yaptırım yine aynı hızla eve gidip giyinmeye başladım.Yeni aldığım kıyafetimi giydim,saçımı başımı düzelttim ve işte hazırdım.Ece'ye yola çıktığımı haber verdim ve taksiye binip kısa zamanda Ece'ye ulaştım.Ece de beni kapılarda karşıladı canım benim.Vay vay vay İpek bu ne güzellik yanında sönük kalıcam dedi gülerek.Çok teşekkür ederim ama kendine haksızlık ediyorsun sen de en azından benim kadar şık olmuşsun dedim.Bizi partiye Ece'nin bir erkek arkadaşı götürecekmiş.Atladık arabaya ve doğru partinin olduğu eve geldik.Çocuğun parti yapmasına şaşırmamalı.Benim de böyle görkemli bir evim olsa ben her saat başı bir parti yapardım.Ece'yle içeri girer gözlerimize inanamadık.Parti muhteşem gözüküyordu.Her yerde içecek dağıtan garsonlar,bir yanda atırştırmalıkları dağıtan kızlar bir yandan müzik kısacası her şey harikaydı.Ece yanıma yaklaşıp işte bak orada partinin sahibi çocuk orada.Ne yapıyor ki oracıkta dedim Ece'ye.Masaları dolaşıyor,gelenlere iyi eğlenceler dileyip kalabalığa karışıyor dedi.Çocuk yavaştan bizim yanımıza doğru geliyordu.Ben bu adamı birine benzetiyordum ama hadi hayırlısı.Çok geçmeden yanımıza geldi ve böyle bir tesadüfün beni bulacağı aklımın ucundan geçmezdi.O kadar üzülmeye değmezmiş doğrusu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder