4 Eylül 2011 Pazar

4.Bölüm:''Neler Oluyor?''

İstanbul'dan ayrıldıkça ve Bodrum'a yaklaştıkça kendime geliyordum.Bodrum'a geldiğimde annemi aradım-o sinirle evden nasıl çıktıysam anneme geleceğimi haber verememiştim-fakat annemin telefonu kapalıydı.Babamı aradığımda da telesekreter anlayamadığım bir kaç kelime söyledi.Ben de bir taksi tutup evin önüne geldim.Kapıyı bir kaç kez çaldım fakat açan olmadı.Sesimi duymuş olacak ki annemin karşı komşusu annemle babamın yurtdışına tatile çıktıklarını söyledi.Peki ama neden bana haber vermemişlerdi ki?Annem neyse ki evin anahtarını ne olur ne olmaz diye -adını yeni öğrendiğim-Nihal hanıma vermişti.Nihal hanıma teşekkür edip birkaç tembih dinledikten sonra sonunda eve girmeyi başarabilmiştim.Her zamanki gibi her yer derli topluydu.Hala anlam veremiyordum neden bana haber vermemişlerdi ki?Telefonum çaldı.Arayan-annem diye umuyordum-Can'dı.Bu da nereden çıktı şimdi?Okul zamanında takıldığım yegane arkadaşlarımdan biriydi Can.Halimi hatırımı sordu-canım benim ne iyi bir arkadaştı-,bir gün mutlaka lisedekileri toplayıp buluşmamız gerektiğini söyledi.Bu konuşmalar bana ilaç gibi geldi.İşte şimdi kendime gelebilmiştim.Biraz dışarı çıkıp bir kafede oturup buz gibi bir limonata içtim.Şu Bodrum -İstanbul'a göre-ne sakin bir yer,buraya geldiğimden beri herşeyi unutmuştum.Günler hızla geçti ve artık gitme vaktim geldi.Otobüse atladığım gibi evimin yolunu tuttum.Bir hafta boyunca tek başıma kafamı dinleme fırsatı bulabilmiştim ve artık evdeydim.Bu da ne böyle?Bu eşyalar da nereden çıktı?En sonunda anladım ki apartmana yeni biri taşınıyordu.Hayırlı olsun ne diyeyim.Asansörün gelmesini beklerken bozuk olduğunu farkettim.Eveeet İstanbul'a hoşgeldiniiiiz.Mutlu halimden şu an için eser kalmadı desem yeridir.Bavulumu gücümün yettiğince 3 kat çıkarmam gerekiyordu.Hadi bakalım başlıyoruz.1,2,3 bitti sandınız değil mi?Keşke bu kadar kolay olsa.Sadece üçüncü basamağa kadar çıkabildim .Yok bu böyle olmayacak.Ha gayret İpek derken -yorgunluktan olsa gerek-karşımdaki adama çarpmışım.Her şey yerlerde her yer darma duman oldu.Karşımdaki kişiden defalarca özür diledikten sonra bana bavulumu taşımaya yardım etti.Yardım etmek ne kelime çocukcağız 3 katı resmen ışık hızıyla çıktı.Kapıya geldiğimizde ''Merhaba,ben Berk buraya yeni taşındım''dedi.Ne yani bizim apartmana Akif Bey amcadan sonra taşınan ilk erkek hem de genç...Dur İpek sakin ol hayatında ilk defa mı erkek gördün sadece yeni taşınan komşun o senin.Ben de bu tanışma mersiminden sonra altta kalır mıyım?Elimi uzatıp ''Merhaba ben  İpek,tanıştığımıza memnun oldum,ve tekrar teşekkür ederim''dedim.Saçma bir bakışmadan sonra ben evime o da taşımacıların yanına geri döndü.Bavulumu bırakır bırakmaz telefonum deli gibi çalmaya başladı.Arayan Melis'ti.''İpek sen kaç gündür nerelerdesin,günlerdir arıyorum,neden açmıyorsun telefonunu sen?''dedi.''Dur bir dakika Melis sakin ol.Tatildeydim, annemlerin yanına Bodruma gittim.Yarın konuşalım olur mu?Şimdi çok yorgunum.''dedim.Ve telefonu hemen kapadım.Güzel bir duş aldıktan sonra dışarıdan bir şeyler sipariş ettim.Yarım saat sonra kapının ziline uyandım.Gelen bavullarımı taşıyan Berk'ten başkası değildi.''Yardıma ihtiyacın var mı?''dedi.Bu sırada durumdan öyle uzaklaşmışım ki Berk'in kıyafeti dikkatimi çekti.Bembeyaz bir gömlek giymişti,altında kot pantolonu ve spor ayakkabılarını da unutmamak lazım.Aslında çok sıradan gibi gözüken parçalar giymişti ama o kadar şıktı ki...Tekrar aynı soruyu duydum:''Yardıma ihtiyacın var mı İpek?'' ben de durumu anlamayarak ''Ne yardımı?Ne oldu ki?''dedim.''Sanırım bir şey yanıyor''dedi. Kafamı mutfağa doğru çevirdiğimde kalan pizzayı fırına koyduğumu ve mutfaktan dumanlar süzüldüğünü fark ettim.Sadece pizza yanığıyla olacak iş değildi bu.Birkaç dakika sonra dumanlardan kurtulmuştum.Berk'e tekrar tekrar teşekkür edip yalvar yakar kahve içmeye ikna etmiştim.Berk tam sözüne başlayacaktı ki aynı anda hem telefon hem de kapı çaldı.Bu da neydi şimdi?..Kapıdaki polis neyin nesiydi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder