3 Eylül 2011 Cumartesi

Bölüm:3 ''Tolga İle Ciddiyet üzerine''

Dün geceki kapıma dayanmalar neydi peki?Hiçbir şeye anlam veremez oldum.Tolga da kızın yanında bitiverdi ve onu içeri yolladı.Bu ne ya?Bu Tolga'nın üzerindeki yani beline sardığı havlu mu?Ne yapmaya çalışıyor bu?O kadar sinirlendim ki Tolga'ya çabuk üstünü giyinmesini söyledim.O kadar bağırmışım ki apartmana giren çocuk annesine beni işaret ediyordu.Tolga sanki kankasıyla konuşuyormuş gibi bana  ''İçeri gelsene''dedi.İnat değil mi ben de içeri girmedim.''Tolga çabuk dışarı gel seninle bir şey konuşup gideceğim'' dedim.Artık sabrım taşmıştı.Neyse ki Tolga Bey(!) dışarı gelebilmişti.İkimiz de hiç konuşmadan yürüyorduk.Bomboş bir sokağa doğru ilerledik.Önce o başladı konuşmaya: ''Bak İpek ben de aslında neden bunları yaptığımı bilmiyorum,bilemiyorum.Tamam seninle güzel bir geçmişimiz var inkar etmiyorum.Senin de dediğin gibi biz ayrıldık.O gün sanki senin kapına dayanan ben, ben değildim.Neden geldin desen onu da bilmiyorum.'' dedi.Yani ben bu Tolga'yı ne yapayım?Ne kadar dengesiz bu çocuk ya insanı kendinden hem nefret ettiriyor,bir o kadar da kendine çekiyor.Bu sefer ben konuşmaya başladım tam konuşacakken telefonum çaldı.Arayan annemdi.Annemle babam ben üniversiteyi kazandıktan sonra Bodrum'a yerleştiler.Ben İstanbul'da kalmayı tercih ettim.Her zamanki annem işte uygunsuz zamanlarda halimi hatırımı sormaya bayılır kendileri.Telefonu kapadıktan sonra başlayamadığım sözüme devam ettim.''Tolga; bence sen ne yaptığını bilmiyorsun,yani o gün yaptığın neydi öyle,amaçsızca, saçma sapan ...''Tolga birden sözümü kesti.''Tamam neden yaptığımı öğrenmek mi istiyorsun''dedi.Bende''Evet''dedim.Tolga sanki başka birşey diyeceğimi beklercesine birkaç saniye konuşmadı.Zaten de evine  geri dönmüştük.Ben,Tolga yine bir şey saçmalar diye beklerken Tolga gözlerimin içine bakarak-daha önce hiç böyle bakmamıştı sevgili olduğumuzda bile-''Ayrıldıktan sonra bile aklımdan çıkmadın,çıkamadım,ya da ben çıkaramadım.Bilmiyorum her neyse ama  ben seni hala seviyorum''dedi ve beni öptü.Bu neydi şimdi birkaç duyguyu aynı anda yaşıyordum.Sinirlenmiştim ve o sinirle Tolga'ya tokat attım ondan sonra bir taksi çevirdiğimi bir de Tolga'nın suratındaki aptal ifadeyi hatırlıyorum.Eve geldiğimde kendimi süzme bir salak gibi hissediyordum.Ece'yi mi yoksa Melis'i mi Dilara'yı mı hiç olmadı annemi mi arayıp dertleşmeliyim yoksa üst kattaki Selma teyzeye mi çıksam o annemin yarısı gibidir.Kafamı dizine koyarım o da hem beni dinler hem başımı okşar öyle dertleşiriz fena mı?Yok yok Selma teyzeyi unut gitsin en iyisi ben Ece'yi arayayım da o gelsin .Ece'yi aramak üzere telefonu elime aldığımda telefonum çaldı.Bu da kimdi şimdi?Bu numarayı tanımıyorum ki?Hiç geçmeden telefonu açtım.Aloo.. Ben sey İpek ile mi görüsüyoreeem???Bu ses.. Bu ses bana bir yerden tanıdık geldi.Evet işte bu Tolga'nın yanındaki kızın sesine benziyordu.''Alo kimsiniz?Kiminle görüşüyorum demeye kalmadan telefon yüzüme kapandı.Kimdi bu kadın neden suratıma telefonu kapattı diye düşünürken Ece de beni düşünmüş olacak ki beni aradı.Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattım.O bile olayların böylesine karışacağını tahmin edememişti.''Hemen geliyorum'' dedi.Beş on dakika sonra Ece yanımda oturuyordu.Bir güzel dertleştik arkadaşımla.Ben birden ağlamaya başladım.Ne yani bir de bunun için ağlıyor muyum ben.Sanki ben ağlamıyorum da yaşlar kendinden süzülüyordu..Ece hemen kutudaki peçeteden bir tane uzattı sonra bir tane daha sonra bir tane daha derken yarım saat sonra kendime gelmiştim.Etrafa şöyle bir göz attım yerler ve kanepe mendillerle doluydu.Bir an kendime yazık ettiğimi düşündüm ve bavulumu hazırlamaya koyuldum.Gideceğim yer belliydi kafamı biraz dinlemeye ihtiyacım vardı.Bavulumu aldım ve evden çıktım.Gidecektim... hiçbir şeyi düşünmeden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder